Doç. Dr. Ferhat Pirinççi, Oytun Orhan, Bilgay Duman
Irak 2003 işgalinden bu yana güvenlik ve siyasal istikrarsızlık sorunları ile boğuşmaktadır. İşgal sonrasında devletin tasfiyesi ile yaşanan otorite boşluğu, istikrarın bir türlü sağlanamamasına neden olmuştur. Sonraki süreçte merkezi otoriteyi ele geçiren güçlerin toplumun önemli bir kesimini dikkate almayan politikalar izlemesi merkez kaç kuvvetlerin güçlenmesine neden olmuştur. Merkezden umudunu kesen kesimler dışlanmışlık ve umutsuzluk duygusu içinde farklı siyasal arayışlara girmiştir. Suriye ise Arap Baharı sürecinin devamı olarak 2011 yılının Mart ayından bu yana muhalif hareketlerin merkezi otoriteye yönelik başta sivil sonradan silahlı boyut kazanan ayaklanmasına sahne olmaktadır. Uluslararası toplumun söylem düzeyinde sert ancak pratiğe dönüşmeyen politikaları neticesinde Suriye’deki ayaklanma etnik-mezhepsel boyutu ağır basan bir iç savaşa dönüşmüştür.
Esad rejimi, uluslararası sistemin sağladığı rahat hareket alanından faydalanarak ayaklanmayı her türlü şiddet yöntemini kullanarak bastırmaya çalışmıştır. Bunun sonucunda yaklaşık 250.000 kişi hayatını kaybetmiş, ayaklanma öncesi 23 milyon olan nüfusun yarıya yakını ya iç ya da dış göçe maruz kalmıştır. Rejim ve muhalifler arası mücadele tam bir kördüğüme dönüşmüş ve ülkede kaotik bir ortam hüküm sürmektedir.
Raporun tamamı:
http://www.orsam.org.tr/tr/trUploads/Yazilar/Dosyalar/2014924_rapor191tur.pdf